I - DOĞAL EVRE - Doğa Flozofları ve Antik Çağ Felsefesi Dönemi


Her sarı nokta 1 milyon kişiyi temsil etmektedir.
-DOĞAL EVRE Tüm insanlığın, çağlar boyunca yaşadığı aşamalar 'Bir Bireyin Olgunlaşma Evreleri' olarak değerlendirildiğinde; Bu 'Felsefede Helenistik Dönem Öncesi' ve bundan önceki 'Doğa Filozofları' dönemleri bir 'Doğal Evre' ve artık sonlarında, akla dayalı ispatlara dayanan Felsefenin başlangıcı ile, M.Ö 600'lerde 'Duyumsama Evresi'ne geçiş dönemi olarak düşünülebilir. Bireyin olgunlaşması, >>
-'DOĞAL EVRE'den başlayarak bugün 'Tin Evresi'ne varan tarihsel süreçte olgunlaşırken insanın, bu dönemde değer, uzam ve zaman için ölçüler icad etmeye başladığını görüyoruz;
Bu dönemde; Thales Pisagor ile birlikte matematik sayesinde soyut düşünce dünyasının kurulmasına sebep olurken, bir yandan felsefede akla dayalı bir ontoloji oluşturma çabaları, diğer yandan bilginin yapısını inceleyen, doğru ile yanlış arasındaki akıl yürütmenin ayrımını yapan mantık çalışmaları başlamış. Daha önceleri sezgisel ve doğadaki şekilleri tasvir için kullanılan geometride bu şekillerin ölçümü, hesaplanması ve hatta çeşitli formüller ile birlikte soyutlama başlamış. Müzikte ilk defa seslerin bir matematiksel dizini oluşturulurken, heykelde; doğadaki güzelliğin matematik formülü aranmaya (oran) başlamış ve resimde perspektif gibi tam kesin formüllere ulaşılamasa da yine de bir arayışın izlerine rastlanmaktadır. Astronomide (zodyak) uzamsal ve zamansal olarak kulanılmaya başlanan bu formüller mimarlıkta soyut bir geometrik yapılaşmaya, şehir ölçeğinde yine geometrik bir soyutlama olan ızgara planlı geometrik şehir (Hippodam) planlamaya geçişi başlatmıştır diyebiliriz. Henüz doğadan kopmadan, zamanını ve mekanını düzenlemeye devam ettiği halde insanın bu dönemde doğadan kopuş sürecine adım atmış olduğunu görebiliyoruz. (Coşkun 2023)"Daha önce geometri kullanılmış olsa bile >>
-MÖ 9000-3500 "Nabta Playa'da zamanı mevsimlere göre organize etmek için Göbeklitepe ve Stonehedge, ritüel merkezleri olarak inşa edilen ilk sitelerdi."(A Global History of Architecture) Tarım ile nüfusu 10000 yılda bir milyondan 170 milyona vardığı tahmin edilen insan, mevsimlere bağlı kalınca takvim kullanmak zorunda kalır. Depolanan ekinlerin, arazilerin, günlerin, ayların hesaplanması matematik ve geometrinin, bitkilerin ve hayvanların evcilleştirilmesi biyolojinin doğumuna, ekinlerin depolanması ve barınma, sosyalleşme ihtiyacı mimarlığın gelişmesine katkıda bulunur. İlk astronomik yapısal düzenler ortaya çıkar. Avcı-toplayıcılıkla başlayan toplumsal hayattan yerleşik toplumsal hayata geçiş her ne kadar tarım ile başlasa da >>
-M.Ö. 7400 "ÇATALHÖYÜK Duvarları kerpiç ve ahşaptan, sıvalı, av sahneleri, tekstil desenleri ve manzaralarla süslenmiş, sokakları olmayan dikdörtgen evler. Görünüşe göre zamanla bazı evler, evden çok kavimlerinin ataları, atalarının yaşayış biçimlerinin kayıtları olarak, tarih yazımı gibi türbeler olarak kullanıldı."(A Global History of Architecture) Tarih yazımı olarak Mimarlık. Öğretmek/anlatmak işlevi olarak mimarlık için bkz: Yıkarak Yapmak-Uğur Tanyeli
Rasyonel düşünce yapısının getirisi olan geometrik soyutlamanın etkisini, Anadolu'da, en belirgin şekilde ÇatalHöyük ve daha sonra gelen mimarlık ve şehir planlama arasındaki planlama geometrisi farkında görebiliyoruz:
Çatalhöyük Pirene
Geometri ile mimari soyutlamanın başlangıcı bu dönemde görülse de yine de doğanın ve doğanın etkisinin tasarımın parametrelerinden birisi olmaya devam ettiği düşününlüyor:Kutsal külliyelerde, açılardan biri bir tapınağa veya başka bir yapıya değil, >>
-M.Ö. 6000 lerden kalma hendeklerle çevrili şehir duvarları, bize Çince CHENG karakterinin ifade ettiği hem duvar hem de şehrin, bireysel binalardan daha eski olduğuna dair ipuçları veriyor. (Nancy Steinhardt)
-M.Ö. 5000 "TELL es-SAWWAN İçleri alçı ile süslenmiş geometrik planlı evler, sazlarla karıştırılmış çamurdan yapılmış tuğlalar (kerpiç). Ticaret ve zanaat, çanak çömlek, tahıl, inşaat malzemeleri ve metal nesneler bir ekonomi yaratıyor. ERIDU VE URUK; IRAK Sulama kanalları ve nehirlerin kontrolü. Şehirler çoğunlukla ticaret için ithalat-ihracat merkezleriydi. Ticari işlemlerin, hukuk ve arşiv sistemlerinin kayıtlarını tutmaya başlar. Mezopotamya mitolojisine göre insanlar tarafından değil tanrılar tarafından yaratılan kentlerin yükselişi. Rahip sınıfı, yalnızca yiyecek kurbanları ve ritüel etkinlikler yoluyla yalnızca tanrılarla doğru iletişimden sorumlu değildi, aynı zamanda güçlerini sahnelemek için giderek daha büyük binaların mimarlarıydı. İnsanların kutsanması seçkinler tarafından başlar. Büyük mezarlar ve tapınaklar. ÖN ve ERKEN MISIR HANEDANLIĞI Nil Nehri nüfusunun artması, tarıma ve teknolojiye bağlı zenginlik hiyerarşiyi besledi. Mimarlık, insanları bir araya getiren tapınaklar yerine, seçkinler ve yöneticiler için yaşamdaki ve ölümden sonraki rahatlıklarını birbirine bağlayan müze tipi evler inşa eden kültürel bir hizmet oldu." (A Global History of Architecture)
Öte yandan Çin'de M.Ö.5000'lerden M.Ö.3000'lere kadar ilk yerleşimlerden daire planlı evleri ile Banpo'yu görüyoruz. (Nancy Steinhardt) Banpo döneminde ortaya çıkan, bir toplanma alanı olarak "Büyük Ev" binlerce yıllık Saray mimarisinin başlangıcı gibi görünüyor.
Banpo
Banpo Map Banpo
-M.Ö.4800-1200 "Tarımsal evcilleştirmeden önce, Avrupa kültürlerinde Mimarlık, kabileler ve mevsimlik kutlamalar için toplanma-tören ve ticaret yerleri, hatta ölenler için anma tören yerleri inşa etti. Taşlar doğal şekilleri ve boyutları ile kullanılmıştır. Avrupa'nın kıyı şeritleri, nehirler ve sıradağlardan oluşan karmaşık coğrafyası, kendisini Mısır, Çin ve Hindistan'dakiler gibi tek bir uygarlık birimi olarak düzenlemesini olanaksız kılıyordu. Ayrıca, >>
-ANCAK M.S.1582'de kabul gören Gregoryen Takvimimize göre; yazı'nın başlangıcı M.Ö. 4000-2000 arası Sümer uygarlığında görülmektedir. Yazının bulunması ile kayıtlar tutulmaya başlanınca, tarih ve eğitim de başlar. Mağara resimleri ile başlayan yazı, daha sonra resimlerden oluşan sembollere dönüşür ve Mısır, Hitit ve Çin'de hiyeroglif ve hece yazısı olan pictografi oluştu. Yüzyıllar boyunca çözülemeyen bir sır olarak kalan hiyeroglif, Napolyon'un 1798 yılındaki Mısır Seferi sırasında bulunan Rozetta Taşı yardımıyla çözülmüştür.
“Başka yerlerde yapılan birçok araştırmaya rağmen, yazının Güney Mezopotamya'da değil, çok özel olarak Uruk bölgesinde icat edildiğini söylemek hala doğru görünüyor ve bu da bir Sümerologu belirsiz bir isimsiz erken dönem yazıcılar topluluğundan ziyade 'bir' mucit, literatus Sumericus Urukeus'tan bahsetmeye yöneltti. Son yıllarda birçok akademisyenin vurguladığı gibi, MÖ dördüncü binyılın sonlarında tahmini 200 hektardan fazla bir büyüklüğe sahip olan Uruk, bölgedeki diğer tüm erken dönem kentsel merkezlerini alansal kapsam ve büyük olasılıkla nüfus yoğunluğu bakımından geride bıraktı ve yazının ortaya çıkışının ön koşullarının en açık şekilde ortaya çıktığı yer burasıydı. Tüm toprakların tanrılara ait olduğu; erkeklerin ve kadınların o topraklarda tanrı adına çalışması gerektiği kurgusu; ve tanrının 'evi', bizim terimlerimizle, tapınağı, ama daha gerçekçi olarak oikos'u veya hanesi, hizmetkarları tarafından yönetilmeliydi - yani bir rahiplik - sadece toplumsal tabakalaşmayı yaratmakla kalmadı, aynı zamanda büyük bir tarım sektörü ve yeniden dağıtım ekonomisi de yarattı. Burada, üretim ve ev çalışanlarına erzak biçiminde yeniden dağıtım arasındaki bağlantıda, aritmetik ve cebirsel hesaplama ve bilgi depolama ihtiyacı ortaya çıktı ve yazı biçiminde modus operandi icat edildi.” (D.T Potts - Roy MacLeod)
Harflerden oluşan ilk alfabe; >>
-Anadolu’da Neolitik Çağ’dan tarih çağlarına gelinceye kadar kentlerin geçirdiği birçok evre bulunmaktadır. Toplumsal tabakalaşmanın henüz oluşmadığı, sadece konut dokusundan oluşan Neolitik Çağ’da, konutlar ilk başta birbirinden bağımsız şekilde inşa edilmiş; nüfus arttıkça bu konutlar arası boşluklara yeni konutlar eklenmiş ve birbirine bitişik konut dokusu ortaya çıkmıştır; ayrıca çatıların yerleşebilmesi için duvarları ayrı yapılan evler, dışarıdan gelen tehlikelere karşı kendilerini koruyabilmeleri için de bitişik kurgulanmıştır. Batı Anadolu’da Kalkolitik Dönem’le aynı tarz konut tipinin oluştuğu gözlemlenen Eski Tunç Çağı’nda konutları birbirine bağlayan düzenli veya yarı düzenli sokak dokusu oluşmuştur. Bu konutların yanında daha büyük yapılara da rastlanmaktadır. Bu yapılar da, >>
Megaron Bit-Hilani
Mohenjo-Daro Bit-Hilani
-MÖ 3500 ”civarında dünyanın dört bir yanında oldukça dikkat çekici bir şey oldu: insan grupları bugün "şehirler" dediğimiz bir şey geliştirdiler. Mezopotamya, Hindistan, Mısır ve Çin.” (A Global History of Architecture) ”Tarihi M.Ö. 4000’e kadar uzanan Mısırlıların ilk zamanlarda ülkeleri, nom adı verilen şehir devletlerinden oluşmuştu.” (ÖZTRÜK Z.A.2016)
-M.Ö.3000'lerde Çin'de binlerce yıl sürecek geometrik soyutlama; kuzey-güney yönlenmesi ve kare planlı ahşap konstrüksiyonun başlangıcını oluşturabileceğini düşündüğümüz yerleşimler olan Hunan, Liaoning, Henan, Gansu, Shaanxi, Zhejiang ve İçi Moğolistan'da Mohenjo-Daro ile aynı zamanda yer altı drenaj sistemi de var. Yerleşik tarım toplumu olarak >>
-M.Ö. 2500 ”Hızlı kültürel gelişim başladı. Mısır, Mezopotamya, Margiana, İndus, Çin, Avrupa. Pakistan çevresinde şehirlerdeki ilk drenaj sistemleri, ikinci kattaki ahşap konstrüksiyonlu evlerin içinde banyo ve tuvalet bile vardı. (MOHENJO-DARO) Irak'ta coğrafi simülasyonun yerini Uruk'tan farklı olarak, birleşik ve dramatik renk kodlu tasarım sayesinde mimari soyutlama almıştır.” (A Global History of Architecture)
Indus Vadisi Mohenjo-Daro
Indus Vadisi Mohenjo-Daro
-M.Ö. 2000 Hitit'lerin Hattuşa kenti gibi Büyük Tapınak yapısı da geometrik bir ilkeye uyacak şekilde tasarlanmamıştır. Aksine Akurgal eserinde (2005), ”Hitit mimarlığının bu doğadan gelme özelliğine dikkati çekmiş ve bu ilkenin Helen yapı sanatında da görüldüğünü belirtmiştir. Diğer bir ifadeyle Hitit Mimarisi Ege kıyılarındaki ve günümüzde Avrupa mimarisinin de temelini oluşturan uygarlıkların mimarisini etkilemiştir.‟Hitit yapılarının konturları yani binaya biçim veren dış çizgileri bile bizim bugün yanlış bir yargı ile biçimsiz diyebileceğimiz bir görünüş sergilerler. Hitit mimarlığının asimetrik yani karşıtsız düzen biçemi Girit'te olduğu gibi Troya VI Kentinde Atina ve Bergama akropollerinde de görülür. ”
-M.Ö.1600-1050 ”SHANG HANEDANLIĞI, ÇİN Bu Çin hükümdarlığında, kraliyet mensuplarının ve seçkinlerin süper güçlere sahip, tüm ataların yegane ruhani mirasçıcı olduğu inancıyla kurulan teokratik bir düzen vardı. Çin'de, bir ritüel merkezi etrafında üretim bölgesi olarak ortaya çıkan, tarım ve din temelli şehirlerin yükselişi.” (A Global History of Architecture)
Shang Dynasty Palace
Shang Dynasty Palace Shang Saray
-M.Ö. 1500 ”Deve gibi hayvanların yardımıyla ticarette yaşanan ilerlemeler ile hiçbir şey üretmeyen ticaret şehirleri kurulmaya başladı.Hızlı yolculuk, ve atlarla güçlenen ordu, yeni bir dönem başlattı :"Vedik" (sanscrit bilgi). Sözlü ve yazılı kültürlerin ahşap mimarisiyle geliştiği bir dönem. Endüstriyel ölçekte bronz dövme ve savaş arabası üretimi, endüstriyel olarak merkezileşmiş şehirler. Savaşçı sınıfı ve feodalizmi başlıyor. Savaş arabaları gücün simgesiydi.Toplu yerleşimin geometrisinde kozmik sembolizmden bahsetmek mümkün gibi görünüyor.” (A Global History of Architecture)
Mari Syria Arkaim Russia
Mari-Syria Arkaim,Russia
Knossos-Girit
Girit'te, saraylarının siyasetle, kozmolojilerle veya savunmayla hiçbir ilgisi olmayan eşsiz Mimarileri olan Minoslar bir deniz ticareti ekonomisi başlattı. Peyzaj özelliklerine bağlıydılar. MINOANLAR VE KNOSSOS Tapınaklardan çok atölyeler içeren saraylar inşa ettiler.” (A Global History of Architecture)
Devitt (1982) ‘Knossos’ta manzaranın mimarinin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini’ ileri sürmektedir.

MYCENAEAN MEDENİYETİDekorasyon ve metalurji, marangozluk gibi el sanatlarında ilerleme. Altın ustası, fildişi ve taş oymacısı gibi zanaatkârlar ve tekstil işçileri saraylardaki işliklerde çalışıyordu.”(A Global History of Architecture)
"Şunu söylemek yeterlidir ki, kadim insanlar için "gerçek" dünya, dokuların ve geometrik uzayın pragmatik alanını aşmış ve şematik olarak dünya dışı, kutsal bir deneyim açısından algılanmıştır. Yalnızca kutsal olan “gerçekti” ve tamamen seküler olan -eğer var olduğu söylenebilirse- asla önemsizden öte olamazdı. İnsan varoluşunun anlamını vahiyden türeten inançlar için, olası bir tesadüfi kurtuluş kutsallığı dışında, hiçbir yer diğerinden özünde daha kutsal değildi; ancak insan düzeninin dünyanın yaratılışında var edildiğini savunan dinlerde, genellikle devlet başkenti biçiminde, yeryüzünde kozmosun küçültülmüş bir versiyonunu inşa ederek kozmogoniyi dramatize etme yönünde yaygın bir eğilim vardı. Başka bir deyişle, Gerçeklik, göksel bir arketipin taklidi yoluyla, makrokozmos ile mikrokozmos arasındaki paralelliklere maddi bir ifade kazandırılarak elde edildi; bu paralellik olmadan insan dünyasında refah olamazdı." (Paul Wheatley)